19 Kasım 2008 Çarşamba

NEVRUZ GÜNÜ KUTLAMA PORGRAMI

Sayın…………………………………………………………………..


Ve protokolün değerli üyeleri
Kıymetli misafirlerimiz
Rize Ticaret ve Anadolu Ticaret Meslek Lisesinin düzenlemiş olduğu Nevruz’la Yeniden Doğuş temalı Şiir Dinletisine hepiniz hoş geldiniz.

Programımıza başlamadan önce sizleri Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları, bu vatan için canını, malını feda eden bütün şehitlerimiz ve iftihar kaynağımız olan bütün Türk büyükleri için bir dakikaklık saygı duruşuna ; ardından İstiklal Marşını okumaya davet ediyorum.

Baharın müjdeleyicisi, asaletin timsali, görüldükçe insanın içine yaşama sevinci veren, kültürümüzün vazgeçilmez sembolü ilk Nevruz çiçekleri yeşerdi.yeşeren Nevruz çiçekleriyle birlikte bahar geldi.
Tabiat ile iç içe, kucak kucağa yaşayan, toprağı "ana" olarak vasıflandıran Türk'ün düşünce sisteminde "baharın gelişi" elbette önemli bir yere sahiptir. 21 Mart tarihi ,İslam öncesi Gök Tanrı inancını benimseyen Türklerce hazırlanan 12 hayvanlı takvimde
Mart Dokuza denk gelir,
yeni yılın başlangıcı olarak alınır
ve NEVRUZ diye adlandırılır

XX.yüzyılın başına kadar geldiği tespit edilen Nevruz kutlamaları, bu devirden sonra hissedilir biçimde diğer bazı geleneklerimiz gibi ortadan kalktı.

Baharın gelişi 6 Mayıs’ta , Hızır ve İlyas’ın yer yüzünde buluştukları gün olarak, ‘Hıdırellez’ adıyla kutlanmaya devam erderken Türklerin ortak bayramı olan Nevruz ne yazık ki farklı ve ideolojik amaçlarla kirletilmeye çalışıldı.
Şimdilerde ‘ Nevruz’ halkımızın büyük çoğunluğu tarafından bilinmiyor, bilenler arasında yanlış yorumlanıyor.
Kültürel değerlerimize duyarsız kalışımızın bugün birlik ve bütünlüğümüzün sarsılmasında son derece etkili olduğu tartışılmaz bir gerçektir.
Bunun için , Dede Korkut’umuzu, Yunus Emre’mizi, Hacı Bektaş-i Velimizi, Hacı Bayram-ı Velimizi , Karacaoğlanımızıi Dadaloğlumuzu, Fuzulimizi, Mehmet Akifimizi ve Nevruz gibi Türklüğün en eski devirlerinden itibaren gelen örf ve adetlerimizi , birilerinin oynadığı oyunlardan dolayı hatırlamayalım, gerektiği için hatırlayalım ve kutlayalım istiyoruz.

Bugün Nevroz-Nevruz-Nevrız… adına ne derseniz deyin.
Bizim için baharın başlangıcıdır.
Yeniden doğuştur;
topraktan çıkışları gibi kardelenlerin
tarih sahnesine yeniden çıkışıdır Türklerin

Mart ayında toprağa atılan tohum , orada demlenir ve mayısta filizlenir.Küçücük bir tohumun üstündeki toprağı attığına, dallanıp budaklandığına şahit oluruz baharda.
Hayata dair ne kadar ‘kış’ı uyandıran duygu ve yaşanmışlıklar varsa hepsini toprağa atıp,
Yani bağrımıza basıp bu Mart Dokuzda
Yeşermesini dileyeceğiz Mayıs’ta
Nevruzda şiirlerle paylaşacağımız acı yaşanmışlıklar
Hıdırellez’de mutluluk olarak yeşersin diyoruz
O halde

Eteğimizden ilk düşen taş “ayrılık” olsun
Meşhur bir gurbet şiiriyle Şeyma OSMA’yı dinleyelim

1- HEYDER BABA’YA SELAM
---------------------------------------------------------------------------
2-
“Bir hayat düşüyor hepimizin nasibine
resim defterinden , iki ortalı “ (Sunay AKIN)

Neden bizim defterimizde büyük bir aşk hikayesi yazılmasın?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil

Hanife Nisa YILMAZ’dan dinleyelim Tahir ile Zühre Meselesini

-------------------------------------------------------------------------------
3-
Gerçek aşk hiç bitmez.
Yusuf’un alnından geçen ırmaklarda ,
Ferhat’ın delmeye çalıştığı dağda,
Hüsn’ün çektiği acıda ,
Belkıs’ın oturduğu tahtta,
Zin’in gizlendiği gecede fısıldanır gerçek aşkın destanı.

Burcu AVCI, DOĞUNUN SEVDALARI ‘nı anlatacak bizlere

---------------------------------------------------------------------------
4-
“Rüya içre bir giz gibi
Aşk eşsiz deniz dibi
Aşk bitiş, aşk yitiş
Aşk diriliş hikmeti” Cevat AKKANAT

Aşkı anlatan şiirlere girizgah niyetine bir şiir dinleyeceğiz Şükran ŞALCIOĞLU’dan , SEVMEK
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Şiirin ardından seslendirdiği şarkı için Nesrin KOPUZ’a teşekkür ediyoruz, alkışlarımızla.

5-
“(şair!kalbin ve sevdanın işçisi misin?)
öyleyse yaz bunları , yaz ki
ölüm beklesin orda
ve gülde beklesin
sen kendi şiirini seyretmedesin
yapraktan ve elmastan bir cihannüma
olan acıların içinden
öyle uzak, öyle yalnız, öyle derin

Şairin, isminin sadece ilk harfini lütfettiği gizli aşkı A’ya yazdığı şiiri dinleyelim Gülşen KASAP’tan.
---------------------------------------------------------------------------
6-
“ Medet
Nevruz kokan bakışlarda saltanatın yelesi artık gözlerin
Arta kalan sana olan sevda gizemim
Ve
Karanfil sokaklı şarkılarda geçiyorsun” A.Vahap DAĞKILIÇ

Oysa hepsi sana söyleniyor, bilmiyorsun

Necip Fazıl ALPEREN’den dinliyoruz, ADINA YAKTIĞIM TÜRKÜLER
---------------------------------------------------------------------------
7-
Dostum
Birince iştir yaşamak değdiğin
Hayat seni mevsimlerle sınar önce
Sevdiğin çiçeklerle
Bir yılan gibi dolanır ayaklarına
Bir diken gibi batar, kanatır
Yaşanır yine de
E.İBRAHİM
tatlı bir sitem duyulur dudaklardan :
Kar yağdı dağlara ah ömrüm sana ne desem
Deyip geçip giden bir ömre seslenecek
Hayriye HACIABDULLAHOĞLU, SUZ-İ NAĞME adlı şiirle

---------------------------------------------------------------------------
8-
Şimdi de kalabalıklar içindeki yalnızlığı anlatan bir şiirle Aydan YILDIRIM’ı dinliyoruz,
BENİM ŞİİRİM


9-
Alnımda bir tan yeli taşıyorum başaklardan
Ağzımda ateşten ve ölümden korkmayan kelimeler
Kalbimde şüphelerin korkusu yok
Kalbim mutmain
Şimdi kar yağarken
Doğulu bir öykü eşliğinde
İçimdeki beyazla buluşmak istiyorum. Bünyamin DOĞRUER

KAR adlı şiirle Kader KAZDAL’ı dinleyelim

---------------------------------------------------
10-
Birinci Dünya Savaşı'nın verdiği acılar, üzüntüler, yokluklar ve çaresizlikler üstüne bir de Mondros mütarekenamesinin utanç verici ağırlığının çöktüğü; İstanbul'un düşman işgaline uğradığı, zulmün, işkencenin sınırı olmadığı yıl...1919 .
"1919 yılının baharı işte böyle bir İstanbul'a bütün güzelliği, bütün haşmeti ve çılgın neşesiyle çıkıp gelmişti. Ona : "Safa geldin, sofalar getirdin!" demeye imkân var mıydı ?
Şair Halide Nusret , böyle bir dönemde
harikulâde güzel renkler, gölgeler, kokular, ışıklar, deli bir neşeyle cıvıldaşan kuşlarla gelen baharı elinde olsa boğacağını söylüyordu.Ama elinde değildi, onu sadece kovabilirdi."

GİT BAHAR şiiriyle , Sonnur MERCAN’ı dinleyelim.

---------------------------------------------------------------------------
11-
Güzeldir gece dağınık gündüzlerden
toplanır renkler ılıman bir noktada
mürekkebe dönüşür parıltılı söz
buruşur kâğıt, oluşur kalem





GECE BİR NETİCEDİR, Emel KURTULUŞ
12-
“ah yürek sızımız coğrafyamız
şimdi sessizliğimizden kanıyor
boşalmıyor özgürlüğün teri
oturmuş meskenlere ölüm sessizliği” Bünyamin DOĞRUER

YARALI NEHİRLER şiiri ile, Özge BEŞİKÇİ’yi dinleyelim.

---------------------------------------------------------------------------
13-
“Hangi kelimeler çoğlatır halkımı
Göklerde bir martı çığlığı
Kim salar denizlere güneşimizi
Kim çıkartır bizi durgun ırmaklardan
Acılarımız her dem yeni” Bünyamin DOĞRUER

Mustafa YILMAZ’dan BİZİM TÜRKÜMÜZ adlı şiiri dinliyoruz.
---------------------------------------------------------------------------
14-
acının vergisini verdik, gülün haracını ödedik
hüznü demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra

Sonnur Mercan ikinci kez gelecek ve kovduğu baharı “artık vaktidir” deyip geri çağıracak: GEL BAHAR

---------------------------------------------------------------------------
15-
geçen yıl düzenlenen Türkçe olimpiyatlarında okuduğu şiirle 1. olan Kırgızistanlı Aida Risbekkızı ,
Bahattin Karakoç’un KEPEZ isimli şiirini okudu. Şiiri okumadan önce de salonda bulunanlara şu şekilde bir açıklama yapmıştı:

“Ben Kepez isimli şiiri okuyacağım. Ancak size açıklamak istiyorum. Kepez ne demektir? Kepez deniz kıyısındaki kayalıklardır. Denizin dalgaları bu kayalara vurdukça vurur ama o kayalar bu dalgalara direnirler. İşte ben

TÜRK DÜNYASINI BU KAYALARA BENZETİYORUM. DALGALARIN TÜM HIRÇINLIĞINA RAĞMEN TÜRK DÜNYASI DİM DİK AYAKTA DURMAKTADIR”


Son olarak , öğrencilerimiz KEPEZ adlı şiiri seslendirecekler .

KEPEZ

(şiir altı öğrenci tarafından bölüm bölüm okunur, öğrenciler sahnenin öününde eşit aralıklarla dizilir, şiir bitince
Mustafa son sözü söylemek üzere gelir, bu arada şiir okuyan bütün öğrenciler sahnede yerlerini alır)


SON SÖZ
Nevruz; Türk insanını birbirine kenetleyen, bağlayan, Ergenekon'dan demir dağları eriterek dirilen atalarının ruhlarıyla yanan bir ateştir. Bu ateş, hiç sönmeden binlerce yıl yandı ve gelecekte de kıvılcımlarından binlerce gönlü tutuşturarak "ortak kültür ocağı"nda binlerce ruhu ısıtacaktır. Avrasya'nın ,Türk âleminin Nevruz toyu kutlu olsun,Nevruz gülleri geleceğe umutlar taşısın.

(Türk devletlerine ait bayrkalar açılır ve volkanlar yakılır)







Programımızda emeği geçenleri takdim etmeye geldi sıra
Alkışlarınızla, şiir okuyan öğrencilerimizden başlayalım:

Şeyma OSMA (AT 11-C)
Hanife Nisa YILMAZ (9-G)
Burcu AVCI (10-F )
Şükran ŞALCIOĞLU (10-E)
Gülşen KASAP ( 9-F)
Necip Fazıl ALPEREN (10-F )
Hayriye HACIABDULLAHOĞLU (11- D)
Aydan YILDIRIM (9-G)
Kader KAZDAL (9-F)
Sonnur MERCAN (AT 11-A)
Emel KURTULUŞ (9-G)
Özge BEŞİKÇİ (AT 11-C)
Mustafa YILMAZ (AT 11-B)

Sesiyle
Nesrin KOPUZ (10-F)

Teknik ekibimiz
Emine YÜKSEL (AT 11-A)
Gizem YILDIZ (AT 11-A)
Çiğdem BAKIRCI (AT 11-A)
Aykut DİLMAÇ (AT 10-B)

Folklör ekibindeki öğrencilerimiz ve diğer salon görevlileri
Çalışmalar sırasında yardımlarını esirgemeyen idarecilerimiz ve öğretmen arkadaşlarımız,
Ben, Edebiyat Öğretmeni Hafize UZUN
Ve programı hazırlayan Edebiyat Öğretmeni arkadaşım Elif TOPÇU

Katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyoruz.

Nevruz Bayramımız kutlu olsun

Hiç yorum yok:

reklam izle kazan

SPONSOR REKLAMLAR